
ANTİBİYOTİK SONRASI, EGZAMA OLUŞMASI ENERJİ DÜŞÜKLÜĞÜ, ŞİŞKİNLİK/GAZ ve VÜCUTTA SÜREKLİ AĞRI HISSETME (LPS)
▶️HASTA: Başka bir rahatsızlıktan dolayı Antibiyotik kullandım. Antibiyotik kullanım mı sonrası
🔸 Önce ellerimden başlayarak EGZAMA gelişti.
🔸Enerjim aşırı düştü, sürekli yorgunum, ne yesem karnım şişiyor.
🔸Mental olarak odaklanma ve hafıza sorunu yaşıyorum.
➖ NEDEN? NE YAPMAK GEREKİR?
🟣LPS…(lipo poli sakkarit)
💧Bağırsaklarda binlerce bakteri var, kimi zararlı kimi yararlı. Ve antibiyotikle zararlı olanı yok etmeyi amaçlarız (tabi bu hep böyle istediğimiz gibi olmuyor),
💧LPS’ler bağırsaklarda ölen gram negatif bakterilerin dış yüzeyleri.. zarları/nembranları..
💧Bizim bağışıklık sistemiz bir bakteriyi İşte o dış yüzeyinden tanır.
Biz antibiyotik tedavisi uyguladıktan sonra bu ölen bakterilerin dış zarları bağırsakta, ortamda çoğalır..
💧Anti-biyotik ; adı üstünde biyo = Canlı karşıtı. Canlıyı yok eden demek.
💧Antibiyotikler bakterilerin yapılarına göre dizayn edilen ilaçlar. Her Antibiyotik her bakteriye etki etmez…
💧Fakat bizim “şu bakteriyi öldür, çoğalmasını durdur” diye dizayn ettiğimiz Antibiyotikte sadece o bakteriyi öldürmez. bağırsakta işe yarayanları da götürür, içerisi savaş alanına döner.
💧Yararlı bakterilerde ölünce, gıdaların gelmesi ile birlikte içerde hidrojen /metan gazı birikimi (karında şişkinlik/gaz) ve ishal gelişir.
💧Bu durumda Bağırsak duvarı açılmaya, gençleşmeye, hasar almaya başlar. Ve kana geçmemesi gerekenler bağırsaktan kana geçer.
💧Bağırsağın damara bakan kısmının hemen ucunda bekçi gibi duran bağışıklık hücreleri var. Geçmeye çalışan yabancının kafasına vurur, yok eder.
💧Fakat geçiş çoğalmaya başlayınca o bölge savaş alanına döner, inflamasyon oluşur, geçiş delikleri büyür.
💧Artık önüne gelen kana karışıyor…Ve bunlardan biriside ölen bakterilerin dış zarları, LPS’ler…
💧Kanda dolaşan bağışıklık hücreleri, makrofajlar, lenfositler vs.. .Bunlara saldırmaya başlar, nereye gitse peşinden gider. Çünkü en başta yazdığım gibi, bağışıklık hücreleri bakterileri zarlarından tanıyor, bu zarlar onlar için antijen.
💧Zarlar her yere gider, deri hücresine de, karaciğere de pankreasa da, kan beyin bariyerine ve hatta bazıları aşıp içeriye de geçer.
💧Ciltte olması demek sitokinlerin, makrofajlarin, lenfositlerin, nötrofillerin harekete geçmesi demek. Ciltte inflamasyon ve lezyonlar baslar
💧 Bağışıklık hücrelerinin hafızası vardır, bu bakterilerin protein yapısını ezberler. İste bu ezber bazen bize EGZAMA / SEDEF gibi sıkıntılar çıkarır.
💧Öyle bakteriler var ki , bazılarının protein yapısı ile bizde ki bazı protein yapıları bir birine benziyor. Bakterileri yabancı görüp işaretleyen sitokinler bu defa benzerlik sebebi ile cilt bariyerindeki bize ait doku ve proteinleri işaretleyip bağışıklık hücrelerini çağırıyor.
💧Oraya gelen hücrelerde işaretli dokuları, hücreleri yok etmeye çalışıyor. Bizde elimizin üzerine baktığımızda o yok edilmeye çalışılan yerleri egzama/sedef lezyonları olarak görüyoruz.

🩸🩸Dikkat ederseniz bağışıklık hücreleri kendi hücremize saldırıyor. Otoimmun bir durum. Zaten egzamada otoimmun bir hastalık….AMA BUNU BİZ TETİKLEDİK…
💧Biz bu durumda o bağışıklık hücrelerini baskılamak için Kortikosteroid kremler sürmeye başlıyoruz, baskılıyoruz ve semptomlar azalıyor/geçiyor.
Lezyonlar Geçince kremleri bırakıyoruz ve saldırı devam ediyor…
💧Hani bağışıklık hücresi hafızası var ya, o hafıza olduğu için de ” Bu hastalık geçmez, ömür boyu sürecek” deniliyor…Nasıl olsa unutmaz mantığı var…
⭐️Kesinlikle ÖYLE DEĞİL….Öyle olacak olsa bir aşı ömür boyu 1 kez yapılırdı…Onda da antikor ürettirilip patojen ezberletiliyor…Ama bağışıklık unutuyor, bu sebeple belirli sürelerde yeni doz yapılıyor…
⭐️Belirli yöntemlerle bağışıklık hücresi de unutur…
🔶🔶Bir de halâ bağırsaklar toksin, ağır metaller, gliadin, LPS geçiriyor…Tamir olmadı…
🔶Belirli bir yüke kadar karaciğerde o zararlılar temizleniyor fakat bağırsaktan fazla geçiş olursa karaciğerde glutatyon, alkalin fosfotaz ve antioksidanlar yermiyor…
🩸Bu toksinler ,LPS, ağır metaller kan beyin bariyerini geçerse, normalde orada olmayan bağışıklık hücreleri de pesinden gider…Bunları içeriye girmesi NÖROİNFLAMASYON demektir, plak demektir
🩸Buradan MS, Epilepsi, parkinson dahil bir çok hastalık ortaya çıkar…Biz plaklar var diye adına MS deriz ama kök nedenler bambaşkadır…
💧💧Sinir tutulumları oluşur. Mitokondriyal disfonksiyon oluşur. Bu da zaten başlı başına kronik, sebebi bulunmayan Ağrı ve enerji yoksunluğu demek…
🔹Otoimmun hastalıklar
🔹Cilt hastalıkları (egzama, sedef, ürtiker)
🔹Migren
🔹Beyin sisi
🔹Bilişsel fonksiyon bozukluğu
🔹Obezite, depresyon
🔹Diyabet
🔹MS, epilepsi, parkinson…
➖Bunların hepsine bir kök nedendir bu geçişler
🔶Örneğin parkinson ; Efendim dopamin az salgılanıyor bu sebeple parkinson oluyor. İyi de niye? Dopamin salgılayan hücreler niye zarar aldı? Asetil coA kolin neden öyle oldu?
⭐️Tedavi için bize kök neden lazım…Yoksa L-Dopa reçete eder geçeriz…

🟢NELER YAPILMALI…
1️⃣➖Antibiyotik kullanılacaksa mutlaka yanında B12 kullanılmalı.
2️⃣➖Antibiyotik bittikten sonra probiyotik kullanımı gerekli…(antibiyotikle beraber değil)
🔸REFLOR “Saccharomyces boulardi” içeren probiyotik olabilir
3️⃣➖Antibiyotik ile beraber şekerli ve yağlı besinlerden kaçınılmalı…Bunlar ishal durumunu artırır..
4️⃣➖Her şartta bir miktar LPS, toksin geçişi olacak….Bu geçenleri temizlemek için
🔸Glutatyon
🔸Resveratrol
🔸R-Lipoik asit
Kullanılmalı…
📍Antibiyotik sonrası 2 hafta kadar EK OLARAK C vitamini KULLANMA-MA-LI….(bağırsakta ishal durumunu o dönemde artırır)
5️⃣➖Mitokondride enerji üretimi için NAD+ alınmalı
6️⃣➖Aşırı lifli gıdalardan, çiğ yeşil sebzelerden bu dönemde çok fazla tüketmemeli.
🔴SONUÇ
🩸Maalesef kötü beslenme, paketli gıdalar, enerjiyi iyi yağlar yerine karbonhidrattan alma eğilimimiz, GECE TOK YATMAK, NAD ve GLUTATYON EKSİKLİĞİ, kötü yağları tüketme, HIZLI KİLO VERME (bu önemli) yüzünden nüfusun yarısından çoğunda bu sorun var.
🩸Toksinler vücutta yağlarda çok fazla depolanır. Çok hızlı kilo verildiğinde aşırı miktarda toksin açığa çıkıp kana karışır ve karaciğer başa çıkamaz. Yukarda ki sorunları aynen oluşturur.
🩸Egzama, sedef gibi hastalıklar, beyin sisi, kronik enerji düşüklüğü…Bilinenin aksine ömür boyu sürecek hastalıklar değildir…
Yorum gönder